27 Eylül 2009 Pazar

GALATASARAY İÇİN ES-ES=FB Mİ OLUYOR?

Benim bayram tatilim henüz bitti. Yarın işbaşı yapmaya hazırlanıyorum:( İlk defa iş başı yapmak bu kadar zor geldi. Tatil o kadar güzeldiki doyamadım. İş başı yapacak olmanın verdiği stresi akşamki maçta atarım haftaya güzel başlarım diye televizyon başına geçtim. İlk onbirde Nonda' yı görmek beni şaşırttı. Bence Baros ile başlamak lazım dedim. Sebebi şu: Baros oyuna sonradan girince birşey yapamaz. Eskişehirspor ise çift forvetle başladı oyuna. Şaşırdım doğrusu. Ne cesaret! Sürekli korner kullanan bir Galatasaray vardı. Ama hiçbiri tehlike yaratamadı. Çünkü rakibin oyuncuları genelde uzun boyluydu. Serbest vuruşların sayısı da oldukça fazlaydı. Ama bunları gole çevirebilecek Elano oyunda yoktu. Dakika 50 den sonra Elano neden oyuna alınmadı anlam veremedim. Maçın ilk yarısında "sezon başındna beri oynadığımız en güzel oyun" diye yorum yaptım. Evet gerçekten de öyleydi. Ancak ikinci yarıda Galatasaray golü bulamadı. Üstüne bir gol yediği rakibi kendi sahasına kapandı. Sezon başından beri sürekli şunu söyledim: Galatasaray 2-o öne geçmedikçe rahat futbol oynayamaz. Sıkıntıya girer. Bir de rakip uzun boylu olunca havadan toplar da kar etmedi, köşe vuruşları da. Ancak bu durumu izleyicler bile görürken Galatasaray oyuncuları görememiş olacakki topu alan bam güm kaleye vurdu. Böyle birşey olabilir mi? Nasıl bu vuruşları yaparsınız?
Malesef berabere biten maç sonunda hemen Rijkard eleştirildi. Rijkard' ın tek hatası bana göre Ayhan ve Baros ile oyuna başlamaması oldu. Neden bilmem ben bu yıl Topal' a fena taktım. Oynayamıyor bence. O yüzden Ayhan mutlaka olmalı bu takımda. Arda' ya değinmeden geçmek olmaz. Arda çok iyi futbolcu. Sözümüz yok. Ama devamlılığı gerçekten yok. Bu maçta iyiydi yanlış anlaşılmasın. Ama topu ayağına alıp yavaş yavaş hareket etmesi yok mu beni öldürüyor. Brezilyalı mısın kardeşim diyorum. Topu alıyor bekliyor. Rakip defans bir yerleşsin sonra der gibi. Komik! Keita ise gerçekten muhteşem Nonda' ya attırdığı gol öncesi yaptığı hareketler tam kalite. 10 numara.
Son olarak bunları yazarken, maçları izlerken aklım hep 10. haftadaki derbide. Daum' un yardımcısı da zaten Sami Yen' deydi. Benim o maçla ilgili tahminim ise Fener' in maçı alacağı. Çünkü Galatasaray yukarıda da bahsettiğim gibi golleri bulamayınca sıkıntıya giriyor. Fener' e karşı da 2-0 öne geçme şansı düşük olduğuna göre bu maçtan Galatasaray' ın galibiyetle ayrılması imkansız. Beraberlik çok iyi sonuç olur. Ayrıca Fenerbahçe' nin şansı da yanında bu yıl. Antalyaspor' a attığı 2. gol güler misin ağlar mısın dedirten türden. Bu Antalyaspor nasıl süperligde oynuyor biri bana anlatsın. Maçı satsalar böyle bir gol yiyemezlerdi.

Bu yıl için tahminleri vermek erken ama ben yine de tahminlerimi söyleyeyim:

İlk Üç:
1.FB
2.GS
3.TS

Son Üç:
Kasımpaşa
Denizli
Sivas

Yanılmak istediğim tek sıralama Galatasaray' ın 2. olması. Bu kadroyla kesinlikle şampiyon olmalıyız. Sonuç ne olursa olsun Galatasaray bu sezon süperligin en iyi oynayan takımıdır.

Ama sanırım Galatasaray' da Eskişehirspor, Fenerbahçe gibi bir etki yapmaya başladı. İnşallah yanılırım. Ama nedir bu Eskişehirspordan çektiğimiz...

24 Eylül 2009 Perşembe

FATIH ALTAYLI´ NIN OYUNLARI


Bilgin Gökberk en sevdigim spor yazarlarindan biridir. Futbola farkli ve eglenceli bir pencereden bakmasinin yanisira fanatiklikten uzak objektif ve "abartmayin egleniyoruz sadece" mesaji veren yazilarindan dolayi da severek okurum. 18.09.2009 tarihli milliyette okudugumda cok sasirdigim, öfkelendigi her halinden belli bir yazisi vardi.

Evet ne kadar hakli derken bir roportaj yayinlandi haberturkte Bilgin Gokberk` i dogrulayan su haber de yine ayni gazeteye ait. Bu sefer Hakan Sukur ile yapilan bir roportaj var. Hakan Sukur yine bombalamis. Kimi? Adnan Polat` i. Yani Fatih Altayli` nin baskanini! Yazilari okudugunuzda olayin ic yuzunu anlayacaginiz icin benim de yazmama gerek yok. Ancak dilegim su: Galatasaray 6 da 6 yapti ancak bireysel yeteneklerle. Henuz taraftari tatmin eden bir futbol ortaya koyamayan Galatasaray futbolu gercekten cok guzel oynasin, UEFA yi kazansin ve boyle cakma Galatasarylilarin cenesi kapansin.

13 Eylül 2009 Pazar

TEMPO MAĞDURU BLOG

Evet sürekli yazı yazamıyorum bloguma. Sebebi konu bulamamak, üşenmek vs. değil. Zaman bulamamak. Malum ramazan ayındayız ve yine malum blogu tek başıma götürmeye çalışıyorum. Ramazan ayı sebebiyle davetler vs. vardı. Buna bir de yoğun iş temposu -denetimler, bitmek bilmeyen laboratuar analizleri, raporlar, analizler, toplantılar- eklenince iş bir hayli çıkmaza giriyor. Şu anda da bir taraftan akşamki davete yemek hazırlarken bir taraftan yazı yazıyorum:) Yazma sebebim ise dünkü maç. Malum Aslan takımımız Galatasaray, Beşiktaş' ı 3-0 ile geçti. Hakemin skora etki edecek bir hatası vardı. Keşke verseydi de daha bir coşkuyla sevinseydim. Ben Galatasaray lehine hata yapılınca nedense sevinemiyorum skora. Hele böyle bir hatada sevinmek daha da zor oluyor. Tek bildiğim şu varki hakem o kırmzıı kartı verseydi de GS, BJK' yi yenerdi. Güzel oyunuyla değil, oyuncu kalitesiyle. Sezon başından beri diyorum Beşiktaş bu yıl transfer yapmadı diye. Haksız mıyım? Sahada kimse yoktu maçın kaderine etki edecek. Galatasaray ise pek çok oyuncusunun milli takımlardan yorgun dönmesinden dolayı bu maça acabalarla çıksa da, kötü bir oyun sergilese de böyle bir derbiden 3 puan almayı bildi. Denizli GS' nin bu durumunu avantaja çeviremedi. En tuhaf olan da maçtan sonra, fark 9 değil 6 puan demesiydi. (bu tuhaflıklara Hakan dururken Rüştü ile başlamak, Holoskosuz oynamak vs. de eklenebilir.)
Bir de eklemeden geçemeyeceğim; Mustafa Sarp muhteşemsin!(Tabata canına kastetti ama verilmiş sadakan varmış İyiki sana birşey olmadı yoksa orta saha hepten Topal-layacaktı.)
Son olarak;
Maçın en iyisi; Sabri
En kötüsü; Mehmet Topal
En çalışkanı:Mustafa Sarp
Beceriksizi:Serdar Özkan

2 Eylül 2009 Çarşamba

DERBİYE DOĞRU


Beşiktaş' ın ilk dört haftada aldığı puanlara bakıldığında çoğu kişi "Galatasaray Beşiktaş' ı gole boğar" düşüncesinde. Aslına bakarsanız Ankaraspor maçına kadar ben de aynı fikirdeydim. Çünkü her ne kadar Galatasaray CİDDİ bir rakiple oynamamış! da olsa güzel bir futbol sergiliyordu. Hücum yönü oldukça kuvvetli olan Galatasaray rahatlıkla her rakibine fark atar, rakipler darmaduman olur fikrindeydim. Ancak Ankaraspor maçı fikrimi değiştirdi. Galatasaray hiç oynamadığı kadar kötüydü, futbolcular hiç olmadığı kadar isteksizdi. Baktılarki 2 puan elden gidecek 15 dakika bastırıp maçı aldılar. İyi futbolla değil ama, formalarıyla! Maç sonu yorumları dinlediğimizde herkes Arda' dan övgüyle bahsediyordu. Tamam Arda diğer maçlarda çok iyiydi kabul. Ama Ankaraspor maçında isteksiz ve yorgun bir görüntüsü vardı. Ancak bunun sebebi bence oynadığı yerdi. Son maçtan sonra Arda ve Elano' nun beraber oynadığı her maçta Galatasaray' ın taraftarlarına dokuz doğurtacağı kesin olarak anlaşıldı. Elano olunca Arda yerini yadırgadı. Elano da kendinden bekleneni veremedi. Sadece maçın başında Arda' ya artistik bir pas verdi. Ondan sonra Elano' yu göremedik. (Bir parantez de Mustafa Sarp' a açmak lazım diye düşünüyorum. Müthiş bir ilerleme kaydetti. Öyleki Ankaraspor maçını izlerken "Sarp yedek mi?Neden yedek kaldı?" diye soruyorduk birbirimize. Bir baktık ki Sarp maçta. Ya spiker top ona gelince tanıyamadığı için adını söylemedi bizim de gözlerimiz iyi göremedi!) Gelelim derbiye, eğer Galatasaray maça Elanosuz başlayıp golleri bulduktan sonra Elano' yu oyuna alırsa maçı kazanır. Ama Elano ile başlarsa gol geç gelir ve bu da takımda baskı oluşturur. Takımda baskı oluştuğunda savunma açıklar verebilir ve Beşiktaş bu açıklardan faydalanıp golü bulabilir.

Özetle bu maçın kaderini Galatasaray' ın ilk onbiri belirleyecektir.