29 Kasım 2009 Pazar

PAŞACELL' EN HER YÖNE 3 DAKİKASI 1 KONTÖR...

Kasımpaşa' yı tebrik etmek lazım. 12 saniyede, 35 saniyede attığı gollerden, topu takip edip bu yılın en erken golünü atmalarından ve oyundan kopmamalarından dolayı. Şimdi Trabzonspor yönetimi ah vah ediyordur Hugo' yu boşuna gönderdik diye. Bence boşuna gönderdiler. Çünkü Trabzonspor yılın en iddalı ekiplerinden biriydi sezon başında. Takımın gerilemesindeki sebep de Hugo değildi beceriksiz forvetlerdi. Beşiktaş yönetimi ise ellerini ovuşturmayabaşladı. Mustafa Denizli yine kehanetini tutturacak galiba. Ancak sezon sonunda Beşiktaş şampiyon olursa medyada söylenecek söz şudur: Galatasaray ve Fenerbahçe fırsatları tepince Beşiktaş şampiyon oldu. Evet zaten bu ligde Galatasaray veya Fenerbahçe şampiyon olmuyorsa fırsat tepmişlerdir. Şampiyon olan takım da iyi olduğundan, akıllı oynadığından değil bu iki güzide takım ufak hatalar yaptığından dolayı şampiyon olmuştur. Cuma günü Bursa maçından sonra yer yerinden oynayacaktı taki Kasımpaşa' ya 3-1 yenilen Fenerbahçe' ye kadar. Nedense Türkiye' de ve dünyada GS ve FB' nin birbirlerinden başka rakibi yok. GS çok kötü olabilir FB kötü olduğu sürece yada aynı şey FB için de geçerlidir. Şaka gibi ya. Mantaliteye bakar mısınız?
Şimdi Perşembe günü UEFA maçları var. Ben herşeye rağmen Galatasaray' ın kazanacağını düşünüyorum. Umarım yanılmam. Yoksa bu sefer gerçekten yer yerinden oynar.

28 Kasım 2009 Cumartesi

GERÇEKLERİ TARİH YAZAR,TARİHİ DE GALATASARAY

Aslında geç kalınmış bir yazı bu. Ancak yine de yazmak, paylaşmak istedim.
Cemal Nalga olayı Galatasaray tarihinin yüz karası bir olaydır. Böyle ucuz bir olay bugüne kadar ne yaşandı ne de bundan sonra yaşanacak. Hiçbir akıl mantık almıyor bu olayı. Tepkiler de bunun için zaten. Ama Mehmet Cansun' un dediği gibi yüksek ihtimalle bu Adnan Polat ve ekibine karşı düzenlenmiş bir suikasttir. Şöyle bir düşünelim. Basit bir hazırlık maçında cezalı oyuncuyu oynatıyorsun milli gurur! diye. Sonra olay patlak veriyor ve birileri çıkıp Polat istifa etsin diyor. Neden? Cezalı oyuncu maçta oynatıldı diye. Ben dünya üzerinde hiçbir başkanın kulübündeki cezalı oyuncuları takip ettiğini sanmıyorum. Her branşın sorumlu başkanı vardır ve onlar takip ederler. Burada hatalı olan kişi Yiğit Şardan' dır ki o da istifa etmiştir. Doğru olan da budur. Ancak bu davranış Galatasaray tarihini yine de bu lekeden kurtaramayacaktır. (Not: Takımın ligden çekilmesi gerektiği fikrine sonsuz katılıyorum.) Bu güne kadar anlı şanlı bir tarihi vardı takımımızın ama şu anda taraftar onurunda bir kırılma, bir utanç var. Öyleki geçen hafta oynanan Manisa maçında alınan beraberlik üzmedi beni. Bu haftaki Bursa maçı da. İçimden bişeyler alındı sanki. Kırıldım gerçekten. İyi günde kötü günde destekledik bu takımı. Ama kimse benden böyle bir günde destek beklemesin lütfen. Böyle bir olayda destek vermek mümkün müdür? İşte bu olay tüm branşları etkiledi. Dün Bursa' da oynayan hangi Galatasaray' dı? Maç bitsin gidelim havasında oynanan bir oyundu. İyi olan tek bir oyuncu yoktu. Kaleciden hiç bahsetmiyorum bile. Çünkü şu an mevcut bir kalecimiz yok. Bu transfer yapılırken hiç izleyen olmadı mı? Peki ya Arda kaptan sen nerelerdesin? Bu günlerde takımı ayağa kaldıramayacaksan ne zaman yapacaksın bunu? Yenilgiye razı gitmişsin zaten Bursa' ya.
Bu hafta sonunda Galatasaray muhtemelen üçüncülüğe düşecektir. Şampiyonluk yarışında geriye düşmek değil sadece üzen. Şampiyonluğun adayı olmaktan, iyi futbol oyunundan uzak kalmak ve daha başka şeyler. Lig uzun bir maraton evet, herşey değişir. Ancak bu şekilde her hafta böyle geçer. Puansız...Futbolsuz...Ruhsuz... O yüzden bir an önce silkinmek zamanıdır. Umarım o gün 3 aralık olur.
NOT: Takım kurgusu da tuhaftı. Nonda neden kenardaydı anlayamadım. Bir de lütfen şu Leo Franco yu yedek bırakın artık. Aykut da bunun gibi zaten. Mondi' den sonra kaleci bulamadık.Ufuk Ceylan' ı izlemek lazım artık.

26 Ekim 2009 Pazartesi

ARDA-KAVGA-SARAÇOĞLU


Maç öncesi çıkan kavgayla ilgili Rıdvan Dilmen "Bundan gemiye kaptan olmaz" diye bir yorum yaptı. Bugün gazetelere baktım herkes Arda' yı suçluyor. Olayları izlediğinizde ise sadece Arda' nın suçu olmadığını görüyoruz. Ama kazanan haklıdır. Hele Arda kaptan oyunda kaldığı süre zarfında hiçbirşey yapmadıysa tamamen suçludur. Tamam kavganı ettin de gaza gelsene be kardeşim. İyi oynasana. Ama sen küstüm oynamıyorum havasında başıboş dolaştın. Sen kaptansın. Takımı sırtlaman gerekirken kambur oldun takıma. Sonuca göre değil oyuna göre yazıyorum bunları. Arda bu kafayla gidersen olmaz...

Saraçoğlunda küfür yok. Hakeme saldırı var, futbolcuya saldırı var, bir de Aziz Yıldırım' ın şen kahkahaları var. Ben çok üzüldüm. Ama Adnan Polat kadar üzülmemişimdir. Adam yerin dibine geçti. Bir de yanındakini başkan kılıklı adam nazire yapar gibi... Bu kadar da olmazki kardeşim.

Maçı izlerken döndüm geçen seneye. Sikibbe' ni takımı daha iyiydi. En azından korku salmıştı. Bu takıma baktım Elano efendi hiçbir topa girmiyor. Bu kadar narinsen bale ile ilgilenseydin. Keita, senin neyine gerek şişeyi gözlemciye götürmek?Ayhan kaptansın güya hakemi alkışlıyosun sanki süper maç çıkardın. Kalecimiz olmadığı için hakkında yorum bile yapamıyorum! Tüm bunlara rağmen durum 1-0. Fener kapanmış üstüne çekiyor seni. Ceza sahası içinde kaleye şut çekecek adam yok.

Ya bu takım böyle değil. Saraçoğlu kimyamızı bozuyor.Haliyle bende bir isyan başlıyor.Moralim sıfır. Keşke tatil olsa diyorum. Başımız eğik dolaşmaktan bıktık. Kendimle çelişiyorum, çatışıyorum. Yetmiyor rüyalarıma giriyor Aziz YIldırım. Eliyle 3 yapıp sırıtıyor. Yeter diyip uyanmak istiyorum. Olmaz birazdan kalkıp işe gidicem dinlenmem lazım. Ama beyin uyumuyorki! Abartıyor muyum? Hiç de değil. Ben bu takımı her koşulda seviyorum, destekliyorum. Ama kurtulun artık şu psikolojiden. Her sene yeni oyuncular ekleniyor sonuç değişmiyor. Hezimete uğramamak için oynuyoruz sanki. Yani; zaten yenileceğiz bari az fark yiyelim. Bu böyle olmaz, böyle gitmez. Biri lütfen buna dur desin. Şimdi önümüzdeki maçlar için bir ümitsizlik bir karamsarlık olacak. Eğer bu skor Rijkard' ı, Elano' yu etkileyecekse olumlu yönde eyvallah der geçeriz. Ama sanmam.

Biri bu Elano' yu göndersin. (Bir parantez de Baros' a. İlk yarıyı kapatmış. Emre B. sen bu takımdan ekmek yedin. Yakışıyor mu yaptığın?Bugün ona yarın sana. Senin de bir gün bacağını eline verirlerse anlarsın.

24 Ekim 2009 Cumartesi

BENİM HALA UMUDUM VAR...

Dev derbiye 24 saatten az bir zaman kalmışken en içten -ve karmaşık- duygularımla bir yazı yazmak istedim.
Perşembe günü Avrupa maçları biter bitmez herkes derbi hakkında konuşmaya başladı. Çoğunluk Fener' in kazanacağını düşünüyor. Aslına bakarsanız ben de öyle düşünenlerdenim. Ancak içimdeki Galatasaray aşığı hayır diyor. Belki şans döner, belki orta saha oyuncuları pas hatası yapmaz, belki Elano serbest vuruştan gol atar, belki defans açık vermez, belki golü yedikten sonra dağılmayız... Uzayıp gidiyor böyle... Aslına bakarsanız Galatasaray Fener'den daha iyi bir takım hücum gücü bakımından. Ancak Fenerbahçe ortasaha ve defans üstünlüğünü elinde tutuyor. Bir de buna Galatasaray' ın bir golü yedikten sonra ikinci golü bekletmeden yediği eklenirse çok da şans veremiyorum canım takımıma:( Buna karşın Fenerbahçe topu ayağında tutup rakibi uyutuyor, bir golü buluyor ve sonra topu ayağında tutmayı başarıyor. Ancak bu da izleyenleri uyutuyor. Steau maçında izlemeye tahammül edemedim desem abartmış olmam. Galatasaray ise hep gol atmayı düşünüyor. Zevkli bir futbol seyrettiriyor. Bu tempoyla hem Fener' i yenmeyi hem de şampiyonluğu hakediyor. Ama gözünü sevdiğimin şansı bizden yana olmuyor. Ah be şans bu seferde bizden yana olsan, bizi güldürsen. Ne bileyim işte bir mucize olsa-artık mucize beklemeye başladım. Yok böyle bir şans-sızlık-
Şimdi bir cimbomlunun duası olarak: ALLAHIM LÜTFEN BU SEFER BİZDEN YANA OL, KAZANAN TARAF BİZ OLALIM. ŞEYTANIN BACAĞINI KIRALIM.LÜTFEEEEENNN...

4 Ekim 2009 Pazar

LİG BİTTİ

Belki çok erken bu başlığı atmış olabilirim ama gerçekten artık ligin bittiğine inanıyorum. Fenerbahçe sezonun en iyi futbolunu oynadığı maçta farklı bir skorla Gençlerbirliği' ni geçti. Galatasaray' ın yenilmesi bunda %100 etkiliydi kuşkusuz. Fenerbahçe bir şekilde kazanmayı biliyor. Avrupa' da henüz umut vermese de Süperligde oldukça iyi. 24 puanla lider olmak kuşkusuz kolay değil.
İyi oyun, topa sahip olma, çok şut çekme vs. bunların hepsi boşmuş. 1-0 olsun izim olsunmuş işin doğrusu. Şu andaki tablo başta ligtv olmak üzere kimsenin işine gelmiyor. Çünkü Fenerbahçe şampiyonluğunu daha 8. haftadan ilan etti. İlan etti dememin sebebi ise ligdeki hiçbir takımın Fenerbahçe' yi yenecek güçte olmaması. Üstelik bu artık daha da zor çünkü psikolojik üstünlük de Fener' e geçti. Yani şu anda şampiyon belli 2. kim durumundayız. Ben önceki yazımda da belirttiğim gibi Galatasaray' ın 2. olacağını düşünüyorum. Bunca emeğe, transfere ve hepsinden önemlisi umuda yazık oldu. Bu tahminimin gerçekleşmemesini çok istesem de sanırım şu an Tanrı bile Fener' in şampiyon olmasını istiyor.
İnşallah Avrupa' da umduğumuzu buluruz ne diyelim. (Milli maç araları Galatasaray' a pek yaramasa da bu sefer böyle olmamasını dileyelim ve önümüze bakalım. Of ya moralim çok bozuk. Böyle olmamalıydı. Bunu hayal etmemiştim.)

DAHA YENİ BAŞLIYORUZ


Sezon başında Galatasaray muhteşem transferler yaptığında medyada kimilerini bir korku sardı. Çoğunluk Galatasaray' ın ligi tek başına sirküle edeceğini düşündü ve korktu. Korktu diyorum çünkü Galatasaray' ın büyümesi, zenginleşmesi bu yıldaki başarıya bağlıydı onlara göre. Galatasaray efsanevi kadrosuna yakın bir kadro kurmuştu ve başına gerçekten çok iyi bir hoca getirmişti. Korkma sırası onlardaydı. O kadar korktularki Galatasaray' ın kazandığı her maç sonrası tuhaf tuhaf yorumlar yaptılar. Yorumların bazılarını cobansalata.blogspot.com' da okuyabilirsiniz. Biz de elbette gördük eksikleri ama kazanılan her maçı şansa bağlamadık. Önceki yazılarımda belirttiğim şeylerden biri malesef iki haftadır gerçekleşiyor. Galatasaray ilk 15-20 dakikada gol atamayınca geriliyor. Buna bir de pozisyona rağmen son vuruşlardaki becerisizliklerden dolayı gol olmaması eklenince defansın morali bozuluyor. Yavaş yavaş herkes oyundan düşüyor. Sonuç da böyle oluyor.

Şimdi kimileri Rijkard' a, kimileri Elano' ya, kimileri Uğur' a, Baros' a, Nonda' ya, Ayhan' a saldıracak. Evet herkesin hatası var. Yapılamayan şeyler var. Çift forvete dönmemek gibi, son vuruşları becerememek gibi... Ama 3 puanlı sistemde her an sonuçlar değişebilir. Değişmese de Galatasaray 3. de olsa 5. de olsa Galatasaray büyüktür. İki maçla büyüklüğünden birşey kaybetmez. Şimdi sevinenler var, olacaktır da. Ama önemli olan şu anda takıma sahip çıkmak. Umarım takımın içinden birileri çıkıp takımı silkeler ve kendilerine getirir. Galatasaray forması giydiklerini onlara hatırlatır. Bu iş Hakan Şükür olmadığına göre Arda' ya düşer. Büyük oyuncu, büyük kaptan olduğunu şimdi gösterecek. Seyirciye de Galatasaraylı olduklarını hatırlatalım. Çünkü bu hezimet Avrupa' da değil Türkiye' de gerçekleşti. Avrupa' daki bir başarısızlık çok daha yıkıcı olurdu.

Şimdi Galatasaraylı olduğunuzu unutmayın. Bu takım çok büyük bir takım. Yensen yenilsen kalbim hep sende sözleri marşlarda kalmasın. Destek devam etsinki bu takım yürüsün. Evet Fenerbahçe şimdi daha mutlu. Bu akşamki maçı kazanacaklardır. Aradaki puan 5 e çıkacaktır. Hatta 10. haftadaki maçı da kazanıp farkı artıracaklardır. Peki bu Galatasaray' ın büyüklüğünden ne eksiltecek? Hiçbirşey.

İnşallah bu maç bir ders olur. Bir dahaki maçlarda kazanan taraf biz oluruz. Olmasak da yine de Galatasaraylıyız...

27 Eylül 2009 Pazar

GALATASARAY İÇİN ES-ES=FB Mİ OLUYOR?

Benim bayram tatilim henüz bitti. Yarın işbaşı yapmaya hazırlanıyorum:( İlk defa iş başı yapmak bu kadar zor geldi. Tatil o kadar güzeldiki doyamadım. İş başı yapacak olmanın verdiği stresi akşamki maçta atarım haftaya güzel başlarım diye televizyon başına geçtim. İlk onbirde Nonda' yı görmek beni şaşırttı. Bence Baros ile başlamak lazım dedim. Sebebi şu: Baros oyuna sonradan girince birşey yapamaz. Eskişehirspor ise çift forvetle başladı oyuna. Şaşırdım doğrusu. Ne cesaret! Sürekli korner kullanan bir Galatasaray vardı. Ama hiçbiri tehlike yaratamadı. Çünkü rakibin oyuncuları genelde uzun boyluydu. Serbest vuruşların sayısı da oldukça fazlaydı. Ama bunları gole çevirebilecek Elano oyunda yoktu. Dakika 50 den sonra Elano neden oyuna alınmadı anlam veremedim. Maçın ilk yarısında "sezon başındna beri oynadığımız en güzel oyun" diye yorum yaptım. Evet gerçekten de öyleydi. Ancak ikinci yarıda Galatasaray golü bulamadı. Üstüne bir gol yediği rakibi kendi sahasına kapandı. Sezon başından beri sürekli şunu söyledim: Galatasaray 2-o öne geçmedikçe rahat futbol oynayamaz. Sıkıntıya girer. Bir de rakip uzun boylu olunca havadan toplar da kar etmedi, köşe vuruşları da. Ancak bu durumu izleyicler bile görürken Galatasaray oyuncuları görememiş olacakki topu alan bam güm kaleye vurdu. Böyle birşey olabilir mi? Nasıl bu vuruşları yaparsınız?
Malesef berabere biten maç sonunda hemen Rijkard eleştirildi. Rijkard' ın tek hatası bana göre Ayhan ve Baros ile oyuna başlamaması oldu. Neden bilmem ben bu yıl Topal' a fena taktım. Oynayamıyor bence. O yüzden Ayhan mutlaka olmalı bu takımda. Arda' ya değinmeden geçmek olmaz. Arda çok iyi futbolcu. Sözümüz yok. Ama devamlılığı gerçekten yok. Bu maçta iyiydi yanlış anlaşılmasın. Ama topu ayağına alıp yavaş yavaş hareket etmesi yok mu beni öldürüyor. Brezilyalı mısın kardeşim diyorum. Topu alıyor bekliyor. Rakip defans bir yerleşsin sonra der gibi. Komik! Keita ise gerçekten muhteşem Nonda' ya attırdığı gol öncesi yaptığı hareketler tam kalite. 10 numara.
Son olarak bunları yazarken, maçları izlerken aklım hep 10. haftadaki derbide. Daum' un yardımcısı da zaten Sami Yen' deydi. Benim o maçla ilgili tahminim ise Fener' in maçı alacağı. Çünkü Galatasaray yukarıda da bahsettiğim gibi golleri bulamayınca sıkıntıya giriyor. Fener' e karşı da 2-0 öne geçme şansı düşük olduğuna göre bu maçtan Galatasaray' ın galibiyetle ayrılması imkansız. Beraberlik çok iyi sonuç olur. Ayrıca Fenerbahçe' nin şansı da yanında bu yıl. Antalyaspor' a attığı 2. gol güler misin ağlar mısın dedirten türden. Bu Antalyaspor nasıl süperligde oynuyor biri bana anlatsın. Maçı satsalar böyle bir gol yiyemezlerdi.

Bu yıl için tahminleri vermek erken ama ben yine de tahminlerimi söyleyeyim:

İlk Üç:
1.FB
2.GS
3.TS

Son Üç:
Kasımpaşa
Denizli
Sivas

Yanılmak istediğim tek sıralama Galatasaray' ın 2. olması. Bu kadroyla kesinlikle şampiyon olmalıyız. Sonuç ne olursa olsun Galatasaray bu sezon süperligin en iyi oynayan takımıdır.

Ama sanırım Galatasaray' da Eskişehirspor, Fenerbahçe gibi bir etki yapmaya başladı. İnşallah yanılırım. Ama nedir bu Eskişehirspordan çektiğimiz...

24 Eylül 2009 Perşembe

FATIH ALTAYLI´ NIN OYUNLARI


Bilgin Gökberk en sevdigim spor yazarlarindan biridir. Futbola farkli ve eglenceli bir pencereden bakmasinin yanisira fanatiklikten uzak objektif ve "abartmayin egleniyoruz sadece" mesaji veren yazilarindan dolayi da severek okurum. 18.09.2009 tarihli milliyette okudugumda cok sasirdigim, öfkelendigi her halinden belli bir yazisi vardi.

Evet ne kadar hakli derken bir roportaj yayinlandi haberturkte Bilgin Gokberk` i dogrulayan su haber de yine ayni gazeteye ait. Bu sefer Hakan Sukur ile yapilan bir roportaj var. Hakan Sukur yine bombalamis. Kimi? Adnan Polat` i. Yani Fatih Altayli` nin baskanini! Yazilari okudugunuzda olayin ic yuzunu anlayacaginiz icin benim de yazmama gerek yok. Ancak dilegim su: Galatasaray 6 da 6 yapti ancak bireysel yeteneklerle. Henuz taraftari tatmin eden bir futbol ortaya koyamayan Galatasaray futbolu gercekten cok guzel oynasin, UEFA yi kazansin ve boyle cakma Galatasarylilarin cenesi kapansin.

13 Eylül 2009 Pazar

TEMPO MAĞDURU BLOG

Evet sürekli yazı yazamıyorum bloguma. Sebebi konu bulamamak, üşenmek vs. değil. Zaman bulamamak. Malum ramazan ayındayız ve yine malum blogu tek başıma götürmeye çalışıyorum. Ramazan ayı sebebiyle davetler vs. vardı. Buna bir de yoğun iş temposu -denetimler, bitmek bilmeyen laboratuar analizleri, raporlar, analizler, toplantılar- eklenince iş bir hayli çıkmaza giriyor. Şu anda da bir taraftan akşamki davete yemek hazırlarken bir taraftan yazı yazıyorum:) Yazma sebebim ise dünkü maç. Malum Aslan takımımız Galatasaray, Beşiktaş' ı 3-0 ile geçti. Hakemin skora etki edecek bir hatası vardı. Keşke verseydi de daha bir coşkuyla sevinseydim. Ben Galatasaray lehine hata yapılınca nedense sevinemiyorum skora. Hele böyle bir hatada sevinmek daha da zor oluyor. Tek bildiğim şu varki hakem o kırmzıı kartı verseydi de GS, BJK' yi yenerdi. Güzel oyunuyla değil, oyuncu kalitesiyle. Sezon başından beri diyorum Beşiktaş bu yıl transfer yapmadı diye. Haksız mıyım? Sahada kimse yoktu maçın kaderine etki edecek. Galatasaray ise pek çok oyuncusunun milli takımlardan yorgun dönmesinden dolayı bu maça acabalarla çıksa da, kötü bir oyun sergilese de böyle bir derbiden 3 puan almayı bildi. Denizli GS' nin bu durumunu avantaja çeviremedi. En tuhaf olan da maçtan sonra, fark 9 değil 6 puan demesiydi. (bu tuhaflıklara Hakan dururken Rüştü ile başlamak, Holoskosuz oynamak vs. de eklenebilir.)
Bir de eklemeden geçemeyeceğim; Mustafa Sarp muhteşemsin!(Tabata canına kastetti ama verilmiş sadakan varmış İyiki sana birşey olmadı yoksa orta saha hepten Topal-layacaktı.)
Son olarak;
Maçın en iyisi; Sabri
En kötüsü; Mehmet Topal
En çalışkanı:Mustafa Sarp
Beceriksizi:Serdar Özkan

2 Eylül 2009 Çarşamba

DERBİYE DOĞRU


Beşiktaş' ın ilk dört haftada aldığı puanlara bakıldığında çoğu kişi "Galatasaray Beşiktaş' ı gole boğar" düşüncesinde. Aslına bakarsanız Ankaraspor maçına kadar ben de aynı fikirdeydim. Çünkü her ne kadar Galatasaray CİDDİ bir rakiple oynamamış! da olsa güzel bir futbol sergiliyordu. Hücum yönü oldukça kuvvetli olan Galatasaray rahatlıkla her rakibine fark atar, rakipler darmaduman olur fikrindeydim. Ancak Ankaraspor maçı fikrimi değiştirdi. Galatasaray hiç oynamadığı kadar kötüydü, futbolcular hiç olmadığı kadar isteksizdi. Baktılarki 2 puan elden gidecek 15 dakika bastırıp maçı aldılar. İyi futbolla değil ama, formalarıyla! Maç sonu yorumları dinlediğimizde herkes Arda' dan övgüyle bahsediyordu. Tamam Arda diğer maçlarda çok iyiydi kabul. Ama Ankaraspor maçında isteksiz ve yorgun bir görüntüsü vardı. Ancak bunun sebebi bence oynadığı yerdi. Son maçtan sonra Arda ve Elano' nun beraber oynadığı her maçta Galatasaray' ın taraftarlarına dokuz doğurtacağı kesin olarak anlaşıldı. Elano olunca Arda yerini yadırgadı. Elano da kendinden bekleneni veremedi. Sadece maçın başında Arda' ya artistik bir pas verdi. Ondan sonra Elano' yu göremedik. (Bir parantez de Mustafa Sarp' a açmak lazım diye düşünüyorum. Müthiş bir ilerleme kaydetti. Öyleki Ankaraspor maçını izlerken "Sarp yedek mi?Neden yedek kaldı?" diye soruyorduk birbirimize. Bir baktık ki Sarp maçta. Ya spiker top ona gelince tanıyamadığı için adını söylemedi bizim de gözlerimiz iyi göremedi!) Gelelim derbiye, eğer Galatasaray maça Elanosuz başlayıp golleri bulduktan sonra Elano' yu oyuna alırsa maçı kazanır. Ama Elano ile başlarsa gol geç gelir ve bu da takımda baskı oluşturur. Takımda baskı oluştuğunda savunma açıklar verebilir ve Beşiktaş bu açıklardan faydalanıp golü bulabilir.

Özetle bu maçın kaderini Galatasaray' ın ilk onbiri belirleyecektir.

25 Ağustos 2009 Salı

HAKEM FACİASI

Fenerbahçe-Diyarbakır maçında yaşanan olaylara değinmeden önce maçtan bahsetmek lazım. Daha doğrusu hakemden.Hakem, Diyarbakırspor gibi süper ligde bulunduğu yıllarda sürekli olaylar çıkaran bir takımın-daha doğrusu taraftarın- maçını yönetmenin zor olduğu bilincindeydi. Buna bir de Bünyamin Gezer gibi tecrübeli bir hakem dururken kendisine orta hakemlik görevinin verilmesinin heyecanı eklenince iyice zorlandı. Hakemin amacı büyük takımın canını yakmadan, hatta mümkün olduğunca onun lehine kararlar vererek haftaya tekrar maç almaktı. Eğer aksi olsaydı Emre elini ittiğinde kırmızı kartını çıkarırdı. Ya da ortamın gerilmesinde baş rol oynayan Roberto Carlos' a sarı kartı gösterirdi, ya da Kazım Kazım' a ikinci sarıdan kırmızıyı gösterirdi. Fenerbahçe dünkü maçta kalitesiyle kazandı. Diyarbakırspor' u orta sahası hiç yok. Zaten yeni kurulmuş bir takım. Fenerbahçe takımında da bir vurdumduymazlık havası hakimdi. Baktılarki puan gitmek üzere oynamaya başladılar. Önce zorlandılar, zorlanınca Roberto Carlos Diyarbakırsporlu futbolcuya sert ve gereksiz bir tepki verdi ilk önce sonra da rakip ceza alanında rakip oyuncuya güzel bir tekme salladı topla alakasız olarak. Bir de bu futbolcuya kaptanlık pazu bandı verilmişti! Volkan dururken! Şimdi diyeceksinizki Volkan çok mu kontrollü. Bence Roberto Carlos ondan pek de farklı değil. Geçen yıl hakemler Roberto Carlos bana dokundu diye onun yaptığı her harekete gülüyorlardı. Yani Roberto Carlos emeklilik günlerini Türkiye' de çok güzel geçiriyor. Emre Belözoğlu' nu ise kimin koruduğu meçhul. Her maç agresif hareketler yapan bu futbolcu nedense en fazla sarı kart ile kurtuluyor.
Maç bitiminde yaşanan olaylar ise utanç verici. Bu takımı süper lige çıkaranlar şimdi ayıklasınlar pirincin taşını. Yazık oraya gelen masum seyircilere. İki yıl aradan sonra ilk kez fırsat bulmuşlardı Fenerbahçe' yi izlemek için. Ama bu keyfi de kendi hemşehrileri ellerinden alacak neredeyse...

19 Ağustos 2009 Çarşamba

BATUHAN VE FUTBOLCU AHLAKI


Beşiktaş altyapısı son yılların en iyi futbolcularından birini kazandırdı ligimize. Evet Batuhan' dan söz ediyorum. Batuhan gerçekten iyi bir futbolcu. Çoğu futbol insanının övgüyle bahsettiği muhteşem bir isim. Ancak Batuhan' ın bazı problemleri var. Örneğin saygısız, terbiyeden de bayağı yoksun. 2008 yılında Beşiktaş PAF takımının bir maçında Nouma' nın tribünlere yaptığı hareketin bir benzerini yaparak kırmızı kartla oyundan atılmıştı. Fakat PAF takımı maçı olduğu için çok da gündemde kalmamıştı. Bu olay dışında Batuhan' ın daha pek çok normal olmayan hareketi gazetelerde günlerce yazıldı çizildi. Ama kulübü olan Beşiktaş' ta hiçbir büyüğü çıkıp da bu çocuğu eğitmedi, öğretmedi. Bir insan hırslı olabilir ki bu futbolcuysa kesinlikle olmalıdır fakat terbiye, kişilik insana her zaman ve her yerde lazımdır. Mustafa Denizli bence kendisine "sen gidersin ben kalırım" şeklinde bir laf ettiği için değil, tüm bu hareketlerini bildiği için takıma almak istemedi. Peki şimdi neden çağırıyor? Yine bana göre medya baskısından dolayı. Yoksa Denizli bu asi çocuğu terbiye demeyeceğini de biliyor. Batuhan' ı ancak saygı duyduğu biri terbiye edebilir. Denizli' ye saygı duysa zaten o sözleri etmezdi. Ayrıca bir parantez de bir-iki gün önce Batuhan' ın yaptığı "ben Mustafa hoca ile konuşmam. Çünkü medya sürekli onun hakkında konuşuyormuşum gibi şeyler yazıyor, ben konuşmadığım halde" gibi bir açıklama yapınca ağzım açık kaldı doğrusu. Çünkü bu olaydan sonra Lig tv de Mustafa Hocayı hedef alan açıklamalarını izlemiştim. Dediklerinin arkasında durabilen futbolcu göremeyecek miyiz biz? Neden futbolcuları sadece para makinesi ya da Manisaspor başkanının dediği gibi "mal" olarak görüyorlar. Bence pek çoğunun insani eğitime de ihtiyacı var. Buna Mehmet Topuz, Emre Belözoğlu, Sabri Sarıoğlu dahildir...

İLK İDDAA KUPONUM VE FİYASKO...

En son veridğim bir iddaa kuponu var. Sadece bir maç tutturabildim:) Bu neticeyle birlikte bir daha iddaa ile ilgilenmemeye karar verdim. Umarım yazdığım kupon kimseye ilham vermemiştir...

16 Ağustos 2009 Pazar

İLK İDDAA KUPONUM:)

ERHAN ALTIN-ALİ İPEK


Erhan Altın geçen yıl Kocaelisporu çalıştırırken herkes tarafından beğenilen bir teknik adam olmayı başarmıştı. Öyleki Kocaelispor' un küme düşmesi bile bu görüşü değiştirmemişti. Bu sebeple küme düşmek üzereyken takımın başına getirilip Denizlispor' un ligi 15. sırada bitirmesini sağlayan Güvenç Kurtar gönderilmiş ve yerine Erhan Altın getirilmişti ! 2009-2010 sezonu için Denizlispor' un başına getirilen Erhan Altın geçen hafta Fenerbahçe karşısında aldığı 2-0 lık mağlubiyetin ardndan bu hafta 4-1 Galatasaray' a kaybetti. Erhan Altın' ın şansızlığı ilk iki haftada iki büyük takımla maç yapmak. İki büyük takımla maç yapılınca Denizlisporun puan alma ihtimali düşük olduğu aşikardı. Bunu herkes görebildi de meşhur çantacı Ali İpek göremedi sanırım. Maç sonu röportajlarında "ben iyi takım kurdum ama takımı hazırlayamışlar" şeklinde bir ifade kullandı. Bu ifadeden benim çıkardığım sonuç şu: eğer Denizlispor önümüzdeki 2-3 haftada puan ya da puanlar alamazsa Erhan Altın bu takımdan gönderilecektir. Yerine de muhtemelen Güvenç Kurtar getirilecektir. Merak ettiğim nokta ise Ali İpek ne zaman gönderilecek? Neredeyse her sezon garip açıklamalar yapıp gündeme gelmeye çalışan ve bence bir kulübün başkanı olmaktan çok uzakta davranışlar sergileyen Ali İpek neden yıllardır başkan? Koskoca Denizli' de başka kimse kalmadı mı? Zaman zaman Denizlispor' un küme düşmesini istiyorum sırf başkanları yüzünden. Zaten bu takımla da bu yıl küme düşmeye en yakın takımlardan biridir bence Denizli. Bunun Erhan Altın ile çok da ilgisi yoktur. Galatasaray karşısında yapılan iki penaltıya bakınca futbolcuların futbol zekaları ortaya çıkıyor. İlki refleksti anladık da ikincisi tam bir zeka! ürünüydü. Erhan Altın' ın yetersiz olduğunu düşündüğüm an ise ikinci goldeki Denizlisporlu oyuncuların haliydi. Bir takım 11 kişiyle alan savunması yapıp da nasıl gol yer diye soracak olursak dünkü maçı tekrar izleyip soruya yanıtı bulabiliriz. Ya futbolcular kaybedeceğiz düşüncesiyle şuursuzca hareket ettiler ya da kimse bunlara alan savunmasını anlatmamıştı!

14 Ağustos 2009 Cuma

NASIL YANİ???

Fenerbahçeli taraftarların kale arkası tribün fiyatları 55 TL diye isyan etmeleri üzerine Fenerbahçe yönetimi kendi internet sitesinden yaptığı açıklamada bu paranın sadece 6,5 TL lık kısmının kulübe kaldığını belirterek sorumluluğunu yerine getirmiş ve kendince taraftarı aydınlatmış oldu! Fenerbahçe taraftarı buna inanıp maça gider mi bilemem ama şunu sormadan da edemedim doğrusu; eğer Fenerbahçe kulübü 55 liranın 48,5 Tl lik kısmını devlete vergi olarak ödüyorsa Galatasaray kulübü nasıl oluyor da Yeni Açık Alt, Yeni Açık Üst ve Eski Açık tribünlerine için 35 TL para talep ediyor? Bu işte bir tuhaflık yok mu? Galatasaray seyirci bulamadığı için cebinden para ödeyip maçlara seyirci mi çağırıyor?

EVDE YAPILMIŞ KATKAT KEYFİ


Bu tarifi yemekzevki.net adlı siteden aldım. Hemen denedim ve paylaşmak istedim.
4 adet milföy hamurunu çözülmek üzere tezgahın üzerine alın. Çözüldükten sonra hiç açmadan parmak kalınlığında kesin. Toz şekeri bir kapın içine alıp parmak kalınlığında kestiğiniz milföy hamurlarını şekere iyice bulayıp daha önceden içine pişirme kağıdı serdiğiniz tepsiye dizin ve önceden ısıtılmış fırında pişene kadar kızartın. Ardından çikolata sosuna batırarak ya da benim yaptığım gibi krem çikolataya (erimiş) batırarak servis yapın.
Çok hızlı ve zahmetsizce yapıldığı için ani misafir gelmesi durumunda kurtarıcı olarak kullanabilirsiniz. Dilerseniz kaşar peyniri ile de deneyebilirsiniz. Onu da yaptığımda tarifini yazarım:)

ARDA ÜZERİNE OYUNLAR-1

Bugünlerde yine konu Arda...Nereye (Avrupa' da) transfer olur? 10 numarayı taşıyabilir mi?Fener' e gider mi? Sorular uzar gider. Ancak bugün başlıklarda başka konu vardı. Arda' nın değeri nedir? Arda oynadığı futbol ve duruşuyla örnek bir sporcu. Evet zaman zaman hatalar yapıyor ancak kim yapmıyorki? Gündem başlığında Gs eski başkanı, Hakan Bilal Kutlualp, Bayram Tutumlu, bülent Tulun gibi isimlere bu soru sorulduğu söyleniyor. Biçilen değerler oldukça ilginç. Faruk Süren Kaka ve Messi gibi olacak diyor, Bülent Tulun 25 milyon € diyor. Ortalama değer 20 milyon €. Arda' ya bu parayı veren çıkar mı çıkmaz mı bilmem, Arda Messi olur mu onu da bilmem bildiğim tek şey bir kesim insanlarının tıpkı geçen yıl Mehmet Topal' a yaptıklarını Arda' ya yapmaya çalışmalarıdır. Hatırlarsanız geçen yıl Mehmet Topal' a teklifler var, gittigidiyor, İngiliz kulüpleri talip gibi bir çok haber çıkmıştı. Sonunda Topal GS'de kaldı ancak aklı Avrupa' daydı. Performansı düştü ve son maçlarda ciddi hatalar yaptı. Sonra Topal bir açıklama yaptı "transfer söylentileri başımı döndürdü. Konsantrasyonum bozuldu, performansım azaldı..." Evet söylentileri çıkaranlar Topal' a yapmak istediklerini yaptılar. Bakalım Arda' ya yapabilecekler mi? Benim bildiğim Arda bunlara alışıktır. Bu oyunlara gelmez. Gerçek bir Galatasaraylı duruşunu sergiler ve aslanlar gibi futbolunu oynar. Bu yıl Uefa liginde de başarı gelirse Arda alır başını gider Avrupa' ya. Ve bence Lejyonerler listemizde bir numara O olur. Ama şimdi söz söylemek değil oynamak ve kendini göstermek zamanı Arda için...

12 Ağustos 2009 Çarşamba

SEZONUN İLK MAÇINDA GALATASARAY İZLENİMLERİ

Gaziantep-Galatasaray maçından sonra pek çok yerde yorumlar yazıldı çizildi. Ben de istedimki futbolu izlememin tek sebebi olan Galatasaray ile ilgili bir yazı yazıp bloguma bir açılış yapayım:) Maç golle başlayınca bol gollü ve heyecanlı bir maç olacak dedim. Ama hiç kuşkusuz Galatasaray' ın Antep' i gole boğacağını düşünerek bunu demiştim. Skor 2-0 ' a gelince takımın üzerine çöken rehavet benim de üzerime çöküyorduki Antep' in futbolcuları "dur" dedi. Bir baktım sağdan soldan Antep' li oyuncular Galatasaray' ın kalesinde bitiveriyor. Aaa hayır sadece sağdan. Sevgili Sabri' nin kanadından. Antep gördü Galatasaray' ın yumuşak karnını başladı ataklar geliştirmeye. Ancak Galatasaray da geçen yıl (Allah sonunu benzetmesin) Fenerbahçeli futbolcularda zaman zaman olduğu gibi (özellikle Beşiktaş maçlarında) yeri gelince rakip takıma dur demeyi bildi. Yani takımda öyle bir hava vardıki Antep bir tane atsa Galatasaray iki tane atacak. Takımda bu dirilik vardı. İstediği bölümlerde oyunu ele geçirmeyi bildi yılın flash ekibi (ne demekse bu ifade:)). Ancak yine de coşkuyla televizyonun karşına oturup "oh be izleyelim bakalım Galatasaray bu sene nasılmış" diyen benim hevesim kursağımda kalmadı değil. Çok keyif alamadım maçtan. Ancak geçen iki yılda tırnaklarını yiyerek maç izleyen ben Galatasaray' ın bu maçı rahatlıkla alacağına emindim. Sabri oynamasa daha da rahat olacaktım ama nafile. Malesef Sabri oynadı ve ben sürekli "çıkar şu adamı oyundan" diye söylendim. Yeri gelmişken neden Sabri tam takımdan gönderilecekken şık iki-üç hareket yapıp bir de bunları golle süsleyip yakımda kalıyor? Sanırım annesi onu Kadir gecesinde doğurmuş:)
Sonuç olarak oynanan futbol tatmin etmese de beni, sezon başında Antep deplasmanında alınmış 3 puan benim için çayın yanında ikram edilmiş tırtıl kurabiye gibi...Çok lezzetli ve keyifli...
Devamında tepsi tepsi tırtıl kurabiye bekliyorum Galatasaray' dan.Üstelik boool çikolatalı:)