15 Ocak 2011 Cumartesi

KENDİNİ BİLMEZLİK ÖRNEĞİ

Dünya' nın en iyi statlarından birine sahip oldu GS. Stadın yapım hikayesini herkes biliyor. Anlatmaya gerek yok tekrar. Ama son kısmını tekrarlamak lazım: Özhan Canaydın ve Hasan Doğan Tayyip Erdoğan' ın yanına gittiler birlikte. Tayyip Erdoğan' ın "gereken yapılsın" talimatıyla stat başladı...Şimdi gelelim meseleye...
GS' nin yeni stadı inşaat başlar başlamaz medyada fazlasıyla yer buldu. İnşaat süresince pek çok olumsuzluk yaşandı. FB' den Trabzon' a tüm kulüpler stadın GS' ye "peşkeş" çekildiğini iddia etti. "O zaman bize de yapın" denildi. Tüm tartışmalar eşliğinde stat yapıldı. Görkemli stadına kavuşmayı heyecanla bekleyen GS taraftarları açılışa gelmek için yüksek bilet fiyatlarına katlandı. GS kulübü de çok güzel bir açılış orgazize etti. Stadın akustiği test adilmiş oldu adeta... Diğer kulüplerin ve taraftarlarının kıskanç bakışları altında açılış yapıldı. Gönül isterdiki yarın gazeteler boy boy stadı öven resimler yayınlasın, sosyal paylaşım sitelerinde rakip takım taraftarları kıskançlıklarından çamur atmaya çalışsınlar... Ama ne yaptı GS taraftarı? Kendilerinin muhteşem bir stada sahip olmasını sağlayan kişiyi yuhlayarak stadın görkemli açılışı yerine bu protestoların konuşulmasını sağladı. Bir kitlenin kafası hiç mi çalışmaz? Bu nasıl bir zihniyet? Ne yapmaya çalışıyorsunuz? Sev veya sevme FB' li olduğu bilinen bir başbakan sana stat yaptırmış öp de başına koy. Tepkin varsa sandıkta göster. Burası siyaset meydanı mı? Kime, neyi gösteriyorsun? 2 yıl sonra GS' ye "çıkın bu stattan" denilse veya Tayyip Erdoğan iktidarda olduğu süre boyunca GS şampiyonluğa hasret kalsa ne kadar mutlu olacaksınız?
Paranıza kıyıp maça gitmişsiniz. Çok güzel. Ama takıma fayda sağlayacağınıza zarar veriyorsunuz. Gelmeyin maça böyle gelecekseniz. Tezahürat yapmak yerine koltuk kıracaksanız gelmeyin. Tepkiyi göstermenin yolu bu mudur? Ne oldu şimdi, ne geçti elinize? Biz maça gitmediğimiz halde ne kadar demoralize olduk. Düşünün Adnan Polat' ı, Murat Yalçındağ' ı ve diğerlerini...Siz öyle birşey yaptınız ki GS taraftarı için söylenen ne kadar çirkin söz varsa haklı çıkardınız. Akılsızlığın, kendini bilmezliğin en güzel örneğini sergilediniz. Güzel olan ne varsa yarın adına, zarar verdiniz. Bizi utandırdınız bu takımın taraftarı olmaktan. Değişsin artık bu çehre. Eski taraftar kitlesi gibi edepli, hayalı, örnek taraftarlar gelsin maçlara...
Yazıklar olsun bu güzel akşama gölge düşüren zavallılara...

2 Ocak 2011 Pazar

YENİ YIL YENİ YIL YENİ YIL YENİ YIL

2010' un tadına doyamadan 2011 geldi çattı...Oysa ben çok sevmiştim 2010' u. Benim için gayet güzel bir yıl oldu. Şirketlerin her yıl sonunda yaptığı sayımlar, hesaplar gibi ben de yılın son günü 2010' u saydım, sevabını günahını tarttım. 2010 yılında istediğim şeylerden biri hariç hepsi gerçekleşti diyebilirim. Gerçekleşmeyen dileğimi de 2011' de tekrar diledim:)İnşallah 2011 bana bu dileğimi de beraberinde getirir. İnsan hayatta, umutlu ve güçlü olduğu sürece her istediğini elde edebilir derler. Ama bazı şeyleri sadece bizim istememiz de yetmez. Önce Allah istemeli. Biz de bu yüzden Allah' tan hayırlısını istedik. Demekki 2010' da olması hayırlı değilmiş:)
Gelelim 2011' e... 2011' de yapacaklarım listesini çoktan oluşturdum bile. Liste epey kalabalık. Hedefler büyük... Koşmak yetmez...Uçmak lazım adeta...Allah uçacak gücü versin o cesaret de bende var. Pek bir iddialıyım bu yıl nedense. 2010' un son günü sanki bir haftalık bir tatile çıkmış gibiydim. Bu psikolojiden olsa gerek sanki pazartesi- 3 Ocak- den itibaren herşey bambaşka olacak gibi geliyor bana. İnşallah umduğum gibi olur.
Bu arada blogda bol bol kitap eleşirileri yazmak istiyorum. Okudukça tabi:) Buradan çıkan sonuç da şu oluyor: 2011 kitap okuma yılı olacak. Hedefim 15 günde 1 kitap...Galatasaray' ı ihmal etmeyeceğim tabi ki:) Futbolda ölüysek basketbol var...Maçları izliyorum ancak basketboldan hiç anlamıyorum:))Bu bayağı komik bir durum olacak. Ama korkulacak birşey yok. Çünkü oturup da basketbol üzerine ahkam kesecek değilim. E basketbol hakkında yazı yazmak için basketbolu öğrenmek gerek. Demekki 2011' de basketbol çalışacağım. Tabi oynamayacağım:))Kendimi düşünüyorum da bayağı komik olurdu herhalde...
Neyse yazıyı fazla uzatmadan sonlandırmakta fayda var...Herkese MUTLU YILLAR...